Türkü Türü

TÜRKÜ VE NİĞDE TÜRKÜLERİ

      Türk insanının çoğu zaman içini döktüğü; sevincini heyecanını, hüznünü, acısını dile getirdiği; sırlarını paylaştığı; aşkını, sevdasını, hatırasını, gönlünü, kalbini, kısacası yüreğini ortaya koyduğu türküler, Türk kültürünün temel unsurlarından biridir. Türk insanı, “Türküz türkü çığırırız” demiş, türkülerde kendini aramış ve onda kendini bulmuştur. Türküsüz kalmayı vatansız kalma olarak kabul etmiş, onsuz kendini gurbette hissetmiştir. Türküler, mitolojik dönemden günümüze uzanan uzun ince bir çizgide Türklerin sosyal, siyasal, dini ve kültürel hayatının her safha ve sayfasında yer almış, önemli görevler üstlenmiştir(Yakıcı, 2007:13).
      Macar Müzikolog Bela Bartok’a göre “Halk musikisi doğanın sesidir. (…)Yalın, anlam yüklü biçimi, zengin araçları, tazeliği, çıplak, şaşırtıcı ve katkısızlığıyla duygunun cisme dönüşmesidir”(Sipos, 2009: 13). Halk müziğimiz doğanın sesiyle, toplumun kalp ritminin iç içe geçmesidir. Türk toplumu kendi öz müziğini olaylara, ortamlara ve doğaya göre şekillendirmiştir. Savaşlar ile harman olan toplum, destanlarla şahlanmış, şehit oğulları için dövünen annelerin ağıtlarıyla dağlanmıştır(Vural, 2019:584).
      “Türküler, halkın ortak duygu ve düşüncelerini yansıtan, halk içinde her zaman var olan halk sanatçıları tarafından yakılmış, yaratılmış-bestelenmiş- değişimler ve yoğrulmalarla dilden dile, telden tele, kulaktan kulağa yayılarak geçmişten günümüze ulaşmış geleneksel müziktir. Bir ulusun özüne özgü ulusal müziği halk müziğidir.”(Büyükyıldız, 2009: 89).
      İnsanlığın ortak duygularını, milli karakterini, tarihi olayları konu alan, gündelik yaşam unsurları yanında duygusal izlenimleri de içinde barındıran türküler bir kültür hazinesidir. İnsan ömrü gibi doğum, yaşam ve ölüm süreçleri vardır. Ancak yaşam süreçleri onların dokunaklılığına, tanınmasına, yayılmasına ve toplumun onlara duyduğu ilgisine bağlıdır.
      Bir yöreye ait türküleri derlerken, derlenen ezgilerin yaratıcısı bilinse de bilinme de anonim olarak nitelenmekte ve derlendiği yöreye mal edilmektedir. Seyit Yöre’ye göre bu her zaman doğru bir yaklaşım olmamıştır. Literatürde anonim olarak nitelenen, ancak sahibi bilinen ve yaşayan birçok ezgi vardır. Türk halk müziği, yaratım ve müziksel özelliklerine göre değerlendirildiğinde, anonim-otantik halk müziği, bireysel-otantik halk müziği ve popülist-bireysel halk müziği olarak üç başlık altında sınıflanabilir(Yöre, 2000:45). Derlenen, yaratıcısı bilinen türküler bulundukları dönem içerisinde yaratıcısı ile anılsalar da gelecek kuşaklar için anonimleşecek ve yöre türküleri olarak kalacaktır. Bu nedenle bu türde yaratıların kaybolup gitmeden kayıt altına alınması, tanıtılması ve öğretilmesi kültürün aktarımı ve akışkanlığının sağlanması açılarından son derece önemlidir.
      Niğdeli saz sanatçılarımız Niğde kültürüyle büyüyüp yetişen, bulunduğu coğrafyayı, buradaki gelenek ve göreneği, halkın genel karakterini tanıyıp özümseyerek kendilerini ve sanatsal çalışmalarını biçimlendiren şahsiyetlerdir. Onlara ait sözler, şiirler, besteler, türküler de Niğde’nin öz kültürüyle yoğrularak oluşturulmuş eserlerdir. Bu türkülerin bazıları Niğde ve civarında çok az da olsa duyulmuş/tanınmış olmasına rağmen bazıları yaratıcısı bilinmeden, tanınmadan, bir toplulukta dahi çalınmadan kaybolup gitmiştir. Bundan öncekilerde olduğu gibi bundan sonrakilerde de Niğde’ye ait türküleri oluşturan kişilerin hayatları son bulduğunda büyük olasılıkla eserleri de kaybolup gidecektir. Oysaki bu türküler Niğde’de, kültür oluşumunda ve kültür aktarımında gözden çıkarılamayacak, yitirilemeyecek kadar değerlidir. Çünkü kültür akarsu gibidir. Besleyici kaynakları tükenir ya da kesilirse canlılığı azalır, verimi düşer ve günün birinde kuruyup yok olmaya mahkûm olur. Bu nedenle Niğde halk kültürü kapsamında Niğde türkülerini, henüz kaynak kişileri yaşıyorken ortaya koyup kalıcı hale getirmek biz araştırmacıların başlıca görevidir. Niğdeli saz sanatçılarına ait olan ve içerisinde Niğde kültürüne ait her türlü öğenin barındığı türkülerin derlenip notaya alınmasının, yaratıcılarının tanıtılmasının kültürümüz için önemli bir katkı olacaktır.

Kaynaklar
Büyükyıldız, Z. (2009). Türk Halk Müziği-Ulusal Türk Müziği- (1. Baskı). İstanbul: Papatya Yayıncılık Eğitim.
Yöre, S. (2000). Türkiye’de Halk Müziğinin Çeşitliliği ve Yapısı Üzerine. Orkestra Aylık Müzik Dergisi. S.39 (313) s.38-46.
Vural, T. (2019). Niğde İli Destan Geleneğine Müzikolojik Bir Bakış, “Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi”, Cilt:18, Sayı:70, s.583-599.