Ali ERCAN
1931 yılında Niğde’nin İçmeli Kasabası’nda (Ferhenk) doğan Ercan, gençlik yıllarında Niğde yöresi türkülerini ve civar yörelere ait türküleri dile getirmiştir. 6 yaşındayken annesini, babasını, kardeşi Mustafa’yı kaybetti. Küçük yaşta öksüz ve yetim kalan Ali Ercan bir yıl babaannesinin yanında kaldı. Daha küçük yaşta köyün kuzu ve danalarını otlatarak geçimini temin etmeye başladı. Çobanlık yaparken kurda kuşa türküler, mâniler söyledi. Tahtadan yaptığı derme çatma bir sazla yöre türkülerini dile getirdi. Bu hevesini gören dayısı ona bir bağlama aldı. Böylece Ali Ercan’ın sanat hayatının temeline ilk harçta konmuş oldu. 12 yaşında bağlama çalmaya başladı. Bağlamanın sapına boyu yetmediği için bir müddet teknesini yere koyarak çalmaya çalıştı. Gömleksiz Hasan Dede’den öğrendiği “Gökdere’den çıktım derya yüzüne,” bağlamayla çalıp söylediği türküler arasında ilk sırayı aldı(Atılgan, 2002:31-32). Çevredeki saz ve söz ustalarından öğrendikleri ile sanatını geliştiren Ali Ercan, beste ve icra yeteneğini askerlik döneminde geliştirmiş, saz ustalarından Emin Aldemir ve zamanın ünlü yorumcularından Aliye Akkılıç ile tanışarak, onların tavsiyeleri ile 18 yaşında İstanbul radyosunun açtığı sınavı hem ses hem icra alanlarında kazanıp burada çalmaya başlamıştır. Askerlik sonrası Niğde yöresi düğünlerinde bağlama çalarken bir yandan da Niğde Halk Eğitimi Merkezi’nde halk müziği ve bağlama kurslarında dersler vererek çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir.
Günümüzde halen söylenmekte olan “Karakaş Gözlerin Elmas” “Adaletin Bu Mu Dünya” adlı şarkılarının da içinde bulunduğu 55 plak 25 kaset çalışması yapan Ercan, şöhrete kavuştuktan sonra popüler müziğe yönelmiş, ancak konserlerde ve yerel şölenlerde halk müziği kimliğinden vaz geçmemiştir. Son zamanlarda dini müziğe yönelen Ali Ercan dini konulu müzikler ve ilahiler yazmakta, dini, içerikli televizyon programları, sinemalar ve dizilerde rol almaktadır. Yapmış olduğumuz kişisel görüşmelerde o dönemin ağır şartlarında müzik anlamında var olmaya çalıştığını sanatından asla vazgeçmediğini ve tek amacının geride güzel anılar, güzel sözler bırakmak olduğunu belirten sanatçı, son dönemlerde ilahilerden oluşan albümleri ile birlikte 80’in üzerinde albümü olduğunu belirtmiştir. 1965’te ve 2005’te türkülerden ve ilahilerden oluşan 2 kitap yayımlayan Ercan, Türkiye’deki popülaritesiyle Niğde türkülerinin yurt sahasında tanınmasına çalınıp söylenmesine vesile olmuştur. Niğde yöresi türkülerini en iyi icra eden saz sanatçılarının başında gösterilmektedir.